Geçen on yıl içerisinde, 2G sistemlerin (GSM, IS-136, IS-95) sesli iletişiminde büyük gelişmeler olmuştur. Soldaki grafik, 2000 yılındaki mobil abone sayısı 400 milyon iken, 2007 ve sonrasında 2 milyarı geçtiğini göstermektedir. Sağdaki grafik ise, abone sayısındaki artışın 1G sistemleri pazar payının azaldığını göstermektedir.
2010 yılından itibaren mobil trafiğin yaklaşık 60% kısmının multimedya uygulamalardan oluşacaktır. 2G sistemler; sesli aramalarda, internete girmeye, e-posta okumada, video konferans gibi uygulamalarda yetersiz kalmıştır. Örneğin; 2 MB’lik veri GSM ile 9.6 kbps ile yaklaşık olarak 28 dakikada transfer olmaktadır. Bu da gelecekteki servislerin 2G sistemler üzerinden gerçekleştirilemeyeceğini göstermektedir.
3G sistemlerdeki temel amaç, multimedya iletişim yeteneklerini en etkili şekilde sunmaktır. Lokasyondan bağımsız olarak, kullanıcılar tek bir cihaz ile çeşitli uygulamaları çalıştırabileceklerdir. Başlangıçta 3G, en azından ISDN (144 kbps) kalitesine eşit bir performansa sahip bir mobil standardı karakterize etmek için tanımlanmıştı. 3G sistemlerdeki en az düşük veri hızı 144 kbps destekli olup; uygulama bağımlı olarak 384 kbps ve 2 Mbps olabilmektedir. Bu veriler ışığında, 2 MB’lik veri, 3G alt yapısı ve 2Mbps bağlantı hızıyla 8 saniyede transfer olacaktır. (8sn<<28dk)
- 3G sistemlerin bazı karakteristik özellikleri:
- Simetrik ve asimetrik trafiğin desteklenmesi,
- Paket anahtarlama ve devre anahtarlama servislerinin desteklenmesi,
- Bir çok servisin aynı terminal üzerinde eş zamanlı olarak çalışmasının desteklenmesi,
- Önceki versiyonlarla (backward compatible) uyumlu olması,
- Dolaşımın desteklenmesi,
- Kullanıcıların farklı sağlayıcılara ait ağlar arası hareketiyle elde edilen servislerden kişisel servis setinin yaratılabilmesi. (Virtual Home Environment (VHE))
3G sistemler, 1992 yılında “International Telecommunication Union ” (ITU) tarafından standartlaştırılmıştır. Bu standartlaştırma çabasının sonuçları “International Mobile Telecommunications 2000” (IMT-2000) olarak bilinir ve bir çok farklı 3G standardından oluşur.
Şematikler, 2G sistemlerden 3G sistemlere geçiş evrelerini yıllara ve veri transfer hızları da göz önünde bulundurularak verilmiştir. Bu evreler, farklı coğrafyalara ve spektrumlara göre oluşmuştur.
3G sistemlerin ve standartların oluşmasında göz önünde bulundurulması gereken en önemli noktalardan birisi de spektrum tahsis etmektir. Yani 3G hizmetinin 2G'de olduğu gibi hangi frekans bandı aralığında bu yayını gerçekleştireceğidir. Uluslararası alanda spektrum belirlenmesinde söz sahibi olan ITU (International Telecommunication Union) 3G için başlangıçta, IMT-2000 adında bir standart yayımladı. Bu standart için de ilgili spektrumun 2 GHz bant ile kullanımı için lisanslı rehber yayımlandı. İdeal olması açısından tüm 3G sistemlerinin aynı bant aralığında çalışmasını önerdiler. Fakat tüm ülkelerin alt yapı ve ihtiyaçları farklı olduğundan, ülkeler kendi ihtiyaçlarına göre frekans spektrumunu dağıtmaktadır. Bu da farklı bantlarda 3G yayın demektir. Diğer ülkelerin uyum sağlamamasının en önemli sebebi telsiz ve IMT-2000 spektrumunun zaten kullanılıyor olmasıydı.
2G spektrum bantları üzerinden 3G servisi yapmak mümkündür. Genelde, 3G operatörleri tarafından iki yaklaşım takip edilmektedir:
- IMT-2000 spektrumunu kısmen veya tamamen kullanan ülkelerde 3G servisleri 2G spektrumu üzerinden kullanılır hale gelmesi,
- IMT-2000 spektrumunun kullanılmadığı ülkelerde 3G sistemlerini oluşturmak için operatörler yeni spektrum bantlarının kullanılması
Büyük katılımcı kitlesinden dolayı 3G ağlarındaki spektrum yeterli gelmeyecektir. Bu da yeni bantların tanımlanması anlamına gelmektedir. Aşağıda da görüleceği üzere 3G sistemler için dünyanın farklı bölgelerinde tahsis edilen spektrum ve ilgili banttaki hava arayüzü standardı yer almaktadır.
Son olarak, 3G sistem altyapısını aşağıdan görebilirsiniz. 2G'de sesli görüşme, 2G/2.5G ve 3G'deki sesli görüşme ve/veya paket gönderiminde kullanılan veri yolu ve işlem blokları verilmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder