Bu Blogda Ara

23 Nisan 2011 Cumartesi

Fotoğraf makinesi alırken...

Fotoğraf makinesi alırken dikkat edilmesi gereken başlıca noktalar:


1-) Çözünürlük: TV ve kameralar da olduğu gibi fotoğraf makinelerinde de çözünürlük hala en büyük endişe. Öte yandan makinelerden biraz anlamaya başladığınızda, endişe etmeniz gereken konular arasında en önemsizi olduğunu göreceksiniz. Artık 8 mp den küçük makine bulmak pek mümkün değil. 5 mp bir makineyle 320 dpi'da 13x18 fotoğraflar bastırmak mümkünken, 8 mp(8 milyon piksel) bir makine size fazlasıyla yetecektir. Kocaman baskılar almak istiyorum diyorsanız, gidip 14.7 mp bir makine de alabilirsiniz elbette. Bugün TV de mükemmel çözünürlük olarak bilinen FHD-1920x1080 fotoğraf makinelerinde de artık kolayca elde edilen bir çözünürlük durumundadır. Dolayısıyla tüm makinelerin bu konuda sizi tatmin edeceği gerçeği var.

2-) Zoom: Pazarda sadece dijital zoom(yakınlaştırma) ile müşteri kandırmaya çalışan markalar kalmadı. En sıradan makinede bile x3 optik zoom bulunuyor. Ayrıca smartphone larda bile x4 zoom özelliği bulunmaktadır. Bu sebeple düşündüğünüz makinenin optik ve dijital olarak x12 (optik x dijital) ve üzerinde zoom ayarında olması tercih sebebi olmalıdır.

3-) LCD: LCD ekran ergonomiklik ve tasarımsal olarak makinenin büyüklüğünü arttıran etmenlerdir. 3" küçük bir LCD almamaya özen göstermekte fayda vardır, zira çekimlerdeki detayları bu küçük ekranda göremeyebilirsiniz.  Dokunmatik ekranlarda ise ışık şartlarına göre parlaklığın ayarlanması gibi fonksiyonlar her zaman keyiflidir ama cebinizi zorlayabilir. 

4-) Video performansı: 30 fps (saniyede 30 kare), 1280x720 piksel video çeken bir makine, sizin için yeterli olabilir, nitekim 720p çekim dijital bir görüntü kalitesidir. Standart makinelerde hala 640x480p olsa da yakın zamanda bu kalmayacaktır. DivX (Bkz. Blog: Temel video formatları ve özellikleri) formatında video çeken makineler bile mevcut. Video kalitesi önemli olmakla birlikte önemli bir tercih sebebidir. Akıllı telefonlarda bile 720p HD çekim yapıldığı göz önünde bulundurulursa en az bu kalitede makine almakta fayda vardır. Bu özellik makine fiyatını arttırmakla birlikte teknolojik gelişmeler ışığında buna değer diye düşünüyorum.

5-) Pil ömrü ve hafıza kartı: Artık Ni-Mercury kalem pil kullanan makine kalmadı gibi. Hepsi yeniden şarj edilebilir lithium-ion pillerle geliyor. SD, en popüler hafıza kartı formatı Sony MemoryStick, Olympus ise xD formatlarında ısrar ediyor. 

6-) Görüntü sabitleme ve yüz tanıma: Kompakt bir makine alırken artık en fazla bunlara dikkat edilmeli. Yüz tanıyan bir makine, fokusa buna göre ayar çekecektir. Görüntü sabitleme ise, doğru ışık ayarları ve deneyimli bir el ile bir miktar halledilebilecek bir konu olmasına rağmen uğraşmak çok zaman alabilir ve canınızı sıkabilir. Öte taraftan, görüntünün derinliğinden veya avlayacağınız objenin hareketinden kaynaklanan bulanıklıkları doğru ayarlarla düzeltmeniz mümkün olmayabilir. Bu durumda görüntü sabitleme özelliği yardıma yetişir ve tercih edilebilir bir özelliktir. Yüz tanıma(face detection) ise fotoğraf makinelerinde ekstra bir özellik olarak karşımıza çıkmaktadır. Komple bir makine düşünenler için tercih sebebi olabilir.

DSLR: DSLR makineler, kocaman single lens reflex(SLR) makinelere dijital görüntü algılayıcılar eklenmesi ile üretildi. Bas-çek makinelerin koyu renklerinde ve yüksek kontrastlı kısımlarında görülen noise sorununun yaşanmadığı, kadraj ve ışık konularında kontrolün elinizde olduğu, diyafram ve enstantane ayarlarının tamamen manuel yapıldığı, çok cici makineler DSLR lerdir.

DSLR ler, kompakt makinelerin sabit objektiflerinin aksine, SLR makineler gibi istediğin lensi seçmenize izin verir. Prime, zoom, telefoto, geniş açı gibi özelliklere sahip lensleri ihtiyacınıza göre seçebilirsiniz. Bu tür makineler çok pahalı olmakla birlikte; lensler hala çok pahalı ve hala aynı prensiple satılıyor; ne kadar ödersen o kadar iyisini alırsın. 

Aşağıda SLR ve DSLR makineleri yer almaktadır.



15 Nisan 2011 Cuma

Radyo Frekansı ile Tanımlama (RFID)

Genel Bakış:

Radio Frequency Identification (RFID) ya da Türkçe'si ile Radyo Frekansı ile Tanımlama etrafında anten sarılı olan bir mikroçip ve bir okuyucudan oluşan otomatik tanıma sistemidir. Veri ve enerji transferi, mikroçip ve okuyucu arasında herhangi bir temas olmadan sağlanmaktadır. Okuyucunun yaydığı elektromanyetik dalgalar antenle buluşmakta ve mikroçipteki devreleri harekete geçirmektedir. Mikroçip dalgaları modüle ederek okuyucuya geri göndermekte ve okuyucu da yeni dalgayı dijital veri haline dönüştürmektedir.

Radyo Frekanslı Tanıma Sistemleri’nin (RFID) mobil ve kablosuz iletişim teknolojileri içindeki önemi giderek artmakta ve farklı kullanım alanları ile çok sayıda sektörü etkileyeceği bilinmektedir. RFID, radyo dalgalarını kullanarak ürün ve malzemelerin tanınmasını sağlayan bir otomatik tanıma sistemidir.


RFID Sistem Elemanları

Bir RFID sisteminin kurulması için farklı yazılım ve donanım gereksinimleri bulunmaktadır. Bunlar:

1. RFID için gerekli olan donanımlar:
    •  RFID etiketler,
    • Antenler, 
    • RFID okuyucular,
    • Kontrolör devre, 
    • Programlayıcılar,
    • Frekanslar ve standartlar

                       2. Sistemi yönetecek yazılım ve arayüzler (arakatman yazılımları) 

RFID Etiket

RFID etiket nesne hakkındaki bilginin depolanmış olduğu bir mikroçip, çipe bağlı bir anten ve bunların üzerini kaplayan koruyucu film tabakasından oluşur. Bir çok şekil ve ebata sahip etiketler bulunmaktadır. RFID etiketler, elektronik veri taşıyıcıları olarak kullanılır ve bulundukları değişik noktalarda farklı bilgiler yazılıp okunabilir. RFID etiketindeki mikroçip 64 bit'den 8 MB'a kadar veri depolama özelliğine sahip olabilir, ki bu da üzerinde bulunduğu nesnenin üretim-sevk tarihi, sipariş numarası, müşteri bilgileri, kurum/personel bilgileri, seri numarası gibi önemli verileri kolayca taşıyabileceği anlamına gelir. RFID etiketler enerji kaynağına göre pasif (pilsiz), aktif (pilli) ya da yarı pasif olabilir. Aktif etiketler haberleşmek ve işlem yapabilmek için kendilerine fiziksel olarak entegre edilmiş bir enerji kaynağından yararlanırken, pasif etiketler bu enerjiyi haberleşme alanına girdikleri okuyucudan sağlamaktadır.

RFID Anten

RFID antenler, elektromanyetik dalgaları bir sistemden alıp çevreye veren ya da çevresindeki elektromanyetik dalgalardan aldığı işaretlerle bir sistemi besleyen, kablosuz haberleşme performansını artırmak için kullanılan cihazlardır. Anten çift yönlü bir dönüştürücüdür. Bazı uygulamalarda bir anten hem alıcı hem de verici olarak çalışabilir.

RFID anten, “etiket-okuyucu-wifi-wimax-gprs ve özellikle ZigBee gibi” farklı kablosuz iletişim teknolojileri içerisinde veri haberleşmesini sağlayan donanımdır. Birçok durumda etiket okuma menzilleri çok düşük olduğu için anten kullanımı çok önemlidir. Konsept olarak basit olmasına rağmen, antenlerin düşük güçlerde en iyi sinyal alımlarını gerçekleştirmeleri ve özel koşullara uyum sağlamaları gerekir. Antenler uygulamaların çalışacağı ortamın özelliklerine ve uygulamanın gerektirdiği mesafelere bağlı olarak, en iyi performansı sağlamak için farklı boy, şekil ve frekans aralıklarında tasarlanmalıdır.



Okuyucu / Programlayıcı

Okuyucu, RFID etiket üzerindeki antenden sinyal alarak etiket bilgisini okuyabilen, radyo frekansı aracılığıyla üzerindeki antenden etikete sinyal yayan, gerektiğinde etikete yeni bilgilerin yazılmasını sağlayabilen bir donanımdır. RFID okuyucu, iletilmek istenen bilgiyi elektriksel işarete dönüştürür ve gerekli işlemleri yaparak yayılacak duruma getirir. Bu işaret bir iletim hattı ile RFID antene verilir, anten de bu işareti EM dalga biçiminde haberleşme ortamına aktarır. Ortamdaki dalgalar alıcı RFID anten tarafından alınarak mikroçipe aktarılır ve bilgi işareti elde edilir. Okuyucular sabit, portatif ve mobil olmak üzere üç çeşittir. Aşağıda lisans bitirme projemde de kullandığım bir RFID okuyucu yer almaktadır.


RFID Teknolojisinin Özellikleri ve Tercih Nedenleri

RFID etiketleri (mikroçipleri) çok farklı biçimlerde şekillendirilebilir. 1-2 milimetreden 10 santimetreye kadar çapı olan, ortası oyuk, vidalanabilir küçük diskler şeklinde olabilir. Hayvanların deri altına enjekte edilmek üzere, 12 milimetreden 32 milimetreye kadar uzunluğa sahip cam kapsüller şeklinde oluşturulabilir. Kapı giriş-çıkış kontrollerinde kullanılmak üzere bir saat içine yerleştirilebileceği gibi, bir süpermarkette ürünlerin üzerine yapıştırılabilen etiket şeklinde de olabilir.

RFID etiketleri kullandıkları enerji açısından aktif ve pasif olmak üzere ikiye ayrılır. Pasif etiketlerin kendi sahip oldukları bir enerji kaynağı yoktur. Okuyucunun oluşturduğu elektromanyetik alan içinde bu mikroçipler aktive olur ve mikroçipte saklanan veriler okuyucu tarafından alınır. Aktif etiketlerde ise bir destek pil bulunmaktadır. Bu sayede mikroçip kendi enerjisini kendi üretir. Aktif etiketler daha pahalı olmakla birlikte 300 metreye kadar okunma uzaklığına sahiptir. Pasif etiketler sınırlı bir okuma uzaklığına sahiptir ve herhangi bir bakım gerektirmemektedir.

Sadece okunma özelliğine sahip RFID etiketlerinin yanı sıra hem okunma hem yazma özelliğine sahip RFID etiketleri de vardır. Okunma ve yazma özelliğine sahip etiketler daha pahalı olmakla birlikte, daha çok yeniden kullanılabilir taşıma paketleme sistemlerinde kullanılırlar.

RFID sistemlerinin bir diğer özelliği de okuyucunun elektromanyetik dalgaları hangi frekans üzerinden gönderdiğidir. Frekans değeri yükseldikçe mikroçipteki verilerin okunma uzaklığı da yükselir. Temel olarak okuyucuların gönderdiği üç farklı frekanstan bahsedilebilir.

  •  Düşük Frekans (LF, 30 kHz-300 kHz)
  • Yüksek Frekans veya Radyo Frekansı (HF,RF 3 MHz-30MHz)
  •  Ultra Yüksek Frekans (UHF, 300 MHz – 3 GHz) veya Mikrodalga (>3 GHz)

Çok yüksek frekanslı RFID sistemlerinde etiketler 5 metreye kadar okunabilmektedir. Aşağıdaki tabloda bazı örnek frekanslarda veri okuma hızları ve uzaklıkları belirtilmiştir.


Sonuç

RFID teknolojisinin özellikle tedarik zinciri açısından çok büyük yararları bulunmaktadır. Bunlar zincirin daha sıkı izlenmesi ve yönetilmesi, stok yönetiminin daha az çalışan ile sağlanması, düşük işçilik maliyetleri, müşteri hizmetlerinde gelişim sağlanması, fire oranlarında azalma, müşterilerin daha iyi hedeflenmesi ve müşteri davranışının daha iyi modellenmesi olarak sıralanabilir. RFID ile desteklenen tedarik zinciri uygulamalarında zincirde etkinlik, doğruluk ve güvenlik sağlanabilmektedir. Gerçek zamanlı stok ve lojistik bilgisi üretici, tedarikçi, dağıtıcı ve perakendeciler tarafından zincirin her aşamasında paylaşılmaktadır.

Gelecekte RFID teknolojisi ile iş süreçleri yeniden ele alınacaktır. Tedarikçi, dağıtıcı ve perakendeci bir araya gelerek ortak stratejik yatırım kararları alacaktır. Gerçek zamanlı olarak elde edilen kesin veriler ile müşteri ilişkileri yönetimi kavramı çok daha fazla önem kazanacaktır. RFID, iş süreçlerini yeniden şekillendirecek ve gerçek bir paradigma değişikliği yaratacaktır.


Not: Lisans bitirme projemizde RFID ve ZigBee teknolojisini biraraya getiren ve ürün takip sistemi şeklinde özetleyebileceğim bir yapı oluşturmuştuk. Temel amacımız RFID etiketlere yazdığımız ürün bilgilerinin RFID okuyucular ile okunup ZigBee node'lar(RFD-Reduced Function Device) üzerinden ve kablosuz olarak koordinatör ZigBee(FFD-Full Function Device) node'a aktarılması ve buradan  PC de veritabanında işlenmesi mantığına dayanmaktaydı. 
Değinmek istediğim nokta kablosuz uygulamaların zamanla artacağıdır...






11 Nisan 2011 Pazartesi

Temel Video Formatları ve Özellikleri

AVI:

Audio Video Interleave baş harflerinin kısaltılmış şeklidir. Microsoft’un Windows standartlarındaki video formatıdır.

Divx:

Digital Video eXpress’in kısaltılmış şeklidir. DivX, MPEG-4 teknolojisi tabanlı bir dijital video sıkıştırma formatıdır. Disney, Dreamworks, Paramount ve Universal dahil olmak üzere birçok büyük Hollywood şirketleri tarafından önplana çıkarılan DVD-ROM formatını ifade eder. 

DivX HD:

Yüksek Çözünürlüklü (HD) DivX formatını belirtir. DivX HD altı kanallı, 5.1 Dolby Digital Surround ses desteği ve 4Mbps de 720p HD çözünürlükte video sağlar. DivX HD içerik PC ile veya DivX HD destekli DVD oynatıcı ile HD olarak izlenebilir.

MPEG:

Moving Picture Experts Group olarak bilinen MPEG, ISO nun çalışan bir grubudur. Terim aynı zamanda grup tarafından geliştirilen dijital video sıkıştırma standartları ve dosya formatlarının ailesi durumundandır. MPEG genellikle Windows, Indeo ve QuickTime gibi video formatlarından daha iyi kalitede video üretir. MPEG videoları işlemek için öncesinde playerların ilgili kodekleri barındırması gerekir.

MPEG algoritmaları, video sinyalini küçük bit grupları şeklinde sıkıştırarak iletmekte ve kolayca decode edilebilmektedir. MPEG kodlamadaki temel mantık; bir frame’in ana frameden sadece farklı olan kısımlarının yüksek oranda sıkıştırılmasıdır. Yani iki resim arasında sadece değişen kısımlar      (I-frame, P-frame) not edilmektedir. Sıkıştırılarak kodlanan bu video sinyali Discrete Cosine Transform (DCT) tekniği kullanılarak kodlanır.

Başlıca MPEG  standartları aşağıdakileri içermektedir:
  • MPEG-1: MPEG-1 standardının en yaygın uygulamaları (352x240) @ 30fps çözünürlüğü ve hızında video sağlar. Bilinen VCR videoların kalitesini biraz altında video kalitesi üretir.
  • MPEG-2: Tam CD kalitesinde ses ile 720x480 ve 1280x720 @ 60 fps çözünürlüğü ve hızında video sağlar. NTSC standardı dahil olmak üzere yaygın TV standartlarını ve hatta HDTV de kullanılır. MPEG-2 standardı DVD-ROM tarafından da kullanılır. MPEG-2 birkaç GB içine 2 saatlik video sıkıştırabilir. 
  • MPEG-3: HD TV ler için tasarlandı fakat MPEG-2 bu standardın yerini almıştır.
  • MPEG-4: Bir grafik ve video sıkıştırma algoritması olan MPEG-4, MPEG-1,2 ve Apple QuickTime teknolojisine dayanır. Wavelet tabanlı MPEG-4 dosyaları JPEG veya QuickTime dosyalarından daha küçük olduğundan daha dar bir bant genişliği üzerinden video ve görüntüleri aktarılabilmektedir.
  • MPEG-7: Gerçekte  Multimedya İçerik Açıklama Arayüzü olarak bilinen MPEG-7 multimeda içeriğini tanımlamak için ayarlanmış bir araç durumundadır. MPEG-7 spesifik bir uygulama için tasarlanmamıştır.
  • MPEG-21: Diğer MPEG standartlarının aksine sıkıştırma bir çeşit kodlama metodu sunmaktadır. MPEG-21 video içeriğin tanımlanmasını sağlayan bir standart olmasının yanı sıra içeriğe erişme, arama, depolama ve içerik telif haklarının korunmasını sağlar.

XviD:

Açık kaynak kodlu bir MPEG-4 video kodeğidir. XviD diğer ticari video kodeklerine alternatif olması için çıkarıldı. XviD codec, filmin uzunluğuna bağlı olarak DVD kalitesindeki videoyu bir veya iki CD’ye sığacak şekilde sıkıştırmaya olanak verir.  XviD videoları oynatmak için önceden bilgisayarınıza XviD codec'i yüklemeniz gerekir.

QuickTime:

Apple Computer tarafından geliştirilen bir video ve animasyon sistemidir. QuickTime, Macintosh işletim sistemine gömülmekte, video ve animasyon içeren Mac uygulamalarında kullanılmaktadır. PC'ler QuickTime formatındaki dosyaları çalıştırabilmektedir fakat öncesinde ilgili sürücünün yüklenmesi gerekir. QuickTime Cinepak, JPEG ve MPEG dahil olmak üzere birçok kodlama formatlarını destekler. QuickTime AVI formatının da dahil olduğu diğer video formatındaki standartlar ile rekabet halindedir.


DVD VR:

DVD Video Recording doğrudan diske düzenlenebilir bir DVD film üretmeye olanak veren DVD kayıt formatıdır. DVD-VR formatları, yeni video eklemek, menüleri değiştirmek, alt gruplar eklemeye olanak verir. DVD VR teknolojileri ağırlıklı olarak üst seviye ev DVD kaydediciler mevcuttur.
DVD VR formatları:
·         DVD+VR (DVD+RW diskler ile kullanmak için)
·         DVD-VR (Hem DVD-RAM hem de DVD-RW diskler ile kullanmak için)


DVD-Video:

Dijital filmlerinizi tam boy göstermek için kullanılan video formatıdır. DVD-ROM’ların  aksine, Dijital-Video formatı Content Scrambling System (CSS) sahip olup disk kopyalamaya engel olmaktadır. Bu da bugünün DVD-ROM playerlarının şifrelenmiş diskleri çözmek için bir yazılım veya donanım yükseltmesi yapmadan DVD-Video diskleri oynatmayacağı anlamına gelmektedir.


WMV:

Windows Media dosya formatıdır.


WMP:

Windows Media Player dosya formatıdır.


VOB:

Video Object’in kısaltması olan VOB bir DVD video dosya formatıdır. VOB yapısal olarak video, ses ve alt yazıları birleştirmek için birkaç tane multiplex içermektedir.


DVI:

Digital Visual Interface kısaltılmış biçimidir. Digital Display Working Group (DDWG) tarafından geliştirilmiş bir dijital arayüz standartıdır. Video görüntülemek için PC'nin grafik işlemci bloğuna dijital sinyal sağlayan TMDS protokolü kullanılarak iletilir. Sadece video sinyallerini içeren DVI arayüzü 160 MHz yi aşan bant genişliğine sahiptir. Monitörlerde ve HD TV lerde sıklıkla kullanılmaktadır.

3GP:

Cep telefonlarındaki video streamlerinin daha hızlı ve akıcı oynatılması için daha az depolama ve band genişliğine sahip olan MPEG-4(MP4) formatının basitleştirilmiş biçimidir.

CD-I (Compact Disc-Interactive):

Video, ses ve kompakt optik disklerde binary veri depolamak için Philips ve Sony tarafından ortaklaşa geliştirilen bir yazılım ve donanım standartıdır. 552MB (megabayt) binary datasını destekler ve farklı türde video-ses kodlama biçimleri belirtir.


 

9 Nisan 2011 Cumartesi

GPS ve Temel Özellikleri

GPS (Global Positioning System) ya da Türkçe bir ifadeyle Global Konumlandırma Sistemi; dünya yörüngesindeki uyduları kullanarak teknik GPS alıcıları hesaplamak ve kullanıcıya doğru konum, hız-zaman bilgilerini görüntülemeyi ve hassas sinyal transmisyonunu sağlayandünya yörüngesindeki uydulardan oluşan kablosuz haberleşme sistemidir. Üç veya daha fazla uydudan sinyallerin alınmasıyla, GPS alıcıları matematiksel nümerik iterasyon yöntemleriyle yerinizi belirlemektedir.

Boeing GPS Satellite
Lokasyon hesaplama gücünün yanı sıra, yol haritaları, topografik bilgiler bellekte saklanan veriler ile GPS alıcıları; konum, zaman ve hız bilgilerini GPS alıcı ekranlarında görsel olarak gösterebilmektedir. GPS her türlü hava koşulunda, gece veya gündüz, günün her saati içinde doğru şekilde dünyanın her yerinde çalışmaktadır. GPS sinyallerinin kullanımı için herhangi bir abonelik ücreti yokturGPS sinyalleri yoğun orman kanyon, mağara duvarlar veya gökdelenler tarafından engellenmiş olabilir (fading effect) ve bazı yerlerde doğru GPS navigasyon izni vermeyebilir. Bu yüzden kapalı alanlarda verim düşmekte ve haberleşmenin hızlı, doğru yapılabilmesi için mümkün olduğunca açık havada kullanılmalıdır.

GPS cihazları genellikle ve yüksek doğruluk payıyla 15m yarıçapa sahip bir daire içinde yer tespiti yapar.

Çıkış noktası ABD olan GPS, diğer bireysel devletler veya çok uluslu konsorsiyumlar tarafından da  geliştirilmektedir. Bu sebeple fonksiyonel olarak GPS desteği de sunan uydu sayılarının zamanla artması, GPS navigasyon cihazlarının da üretimini arttırmıştır. Bu cihazlar ayrı olarak  bulunabileceği gibi akıllı telefonlara da modül olarak entegre edilebilmektedir. 


Dijital Ses: Coaxial SPDIF

Coaxial SPDIF:

SPDIF (Sony/Philips Digital Interconnect Format) S/PDIF, S/P-DIF ve IEC 958 olarak da bilinen dijital ses formatıdır. SPDIF; PC ses kartları, CD çalarlar, DVD oynatıcılar, oto ses sistemlerine dijital stereo olarak ses sinyalinin taşınmasında kullanılır.

SPDIF protokolü belirli bir data veri hızı veya çözünürlük belirtmez. SPDIF konnektörlerinin bağlı olduğu sistemlerin kapabilitesine bağlı olarak bir sinyal veri hızı belirlenir. SPDIF ses veri hızı genelde stereo CD'ler için 44.1kHz, dijital ses kayıtları için de 48kHz olarak belirlenmiştir. Tipik SPDIF sinyalleri 16-bit sınırlı olmasına rağmen, SPDIF protokol aslında 20-bit ses destekler. Her ne kadar direk olarak SPDIF protokolü 24 bit desteklemese bile yakın zamanda olması beklenmektedir. Bu da ses veri hızını artacaktır ve ses kalitesi artacaktır.

SPDIF verileri 32-bit veri kelimeleri şeklindeki bir stream olarak aktarılır. Veri blokları her bir stereo kanal için aktarılan 192 veri paketinden oluşmaktadır. İki stereo kanal olduğu düşünülürse toplam 384 paketlik veriden oluşur.

S/PDIF arayüzünün iki temel amacı vardır:

  • S/PDIF arayüzü DVD player veya bilgisayar gibi temel cihazlardan Dolby Digital ve DTS Surround Sound için ev sinema sistemlerine vs. dijital sıkıştırılmış ses aktarmak için kullanılır.
  • S/PDIF arayüzü kapsamlı ses donanımlarıa dijital ses sinyallerinin taşınmasında kullanılmak üzere geliştirilmiştir.
SPDIF kullanmanın en büyük avantajı ses sinyalinin büyük oranda özellikle düşük gürültü genlikli sinyallerde arındırılmış olmasıdır. Sebebi ise ses taşınması için RCA kablo denilen koaksiyel olarak ve bozucu etkileri önleyen shield katmanının olmasıdır. Bundan dolayı white, pink ve toprak gibi düşük gürültülerden etkilenmez.


8 Nisan 2011 Cuma

DVB T/T2 ve Türkiye'deki karasal yayın!

Henüz Türkiye de analog ve uydu(satellite-DVB-S) yayınların hüküm sürdüğü bir dönemde dijital karasal yayınların yaygınlaşması için yıllardır çalışmalar devam etmektedir. Özellikle TRT nin başı çektiği bu çalışmalar maalesef çok yavaş ilerlemektedir. 

Türkiye'de durum böyle iken özellikle avrupanın önemli ülkelerinden başta Almanya, İngiltere ve Fransa olmak üzere birçok ülkede analog yayınlar tamamen kaldırılmaktadır. Bu durum, devlet tarafından yüksek çözünürlük ve resim kalitesi veren dijital karasal yayınların yaygınlaşması için zorunlu olarak uygulanmaktadır. Türkiye'de DVB-T konusunda henüz yeni yeni atılımlar yapılırken DVB-T2 yayın standartı olarak yayınlandı ve İngiltere'de aktif olarak kullanılmaya başlandı. Hatta 2010 dünya kupası DVB-T2 olarak yayınlanmaya başlandı.

Peki DVB-T ve DVB-T2 nedir? Getirdiği avantajlar nelerdir ve analog karasal yayınlardan ne farkı var?
  • DVB-T yayında görüntü ve ses kalitesi analog yayına göre oldukça yüksektir. Yayın standartı tamamen dijital olmakla birlikte band genişliğine çeşitli sıkıştırma teknikleri kullanılarak daha çok veri sığdırılabilmektedir. Genelde 16 QAM ve 64 QAM modulasyon tipi kullanılmakta ve her kanal için 7/8 MHz band genişliği ayrılmıştır. TV kanallarının birbirine karışması(komşu kanal problemleri) ve gölgelenme DVB-T ile minimuma indirilmiştir. DVB-T beraberinde interaktif hizmetleri kullanma olanağı da getirmektedir. 
  • DVB-T2 ikinci nesil dijital karasal yayın olarak bilinmektedir. DVB tarafından DVB-T nin uzantısı şeklind ortaya çıkmış ve kullanılan modulasyon şekli ve band genişliği bakımından DVB-T den ayrılmaktadır. Her kanal için daha yüksek oranda veri(bit rate) sağlandığından daha çok dijital bilgi taşınabilmektedir. Modulasyon şekli olarak da maksimum 256 QAM kullanılmaktadır. DVB-T nin getirdiği tüm avantajlar T2'de de aynen sağlanmaktadır.DVB-T den ve dolayısıyla analog yayınlardan daha iyi bir ortam sağlamaktadır. İngiltere, İtalya ve İsveç'te hızla yayılmaktadır.
Karasal yayın standardında önümüzdeki dönemlerde DVB-T2 ye hızla geçmesi öngörülmektedir. Türkiye'de henüz DVB-T bile yokken acaba tüm çalışmalar direk DVB-T2 ye geçme üzerine mi planlanmalı? Şahsi fikrim bunun çok yararlı olacağıdır...


6 Nisan 2011 Çarşamba

Progressive ve Interlaced Video Nedir?

Günümüzde dijital video işlemek için iki farklı teknik kullanılmaktadır. Bunlar interlaced ve progressive tarama metodlarıdır. Hangi tekniğin kullanılacağı uygulama ve video sistemine bağlı olarak değişmektedir.

Interlaced tarama:
Interlaced tarama tabanlı görüntüler standart TV(CRT) ekranında genelinde 576 satırdan oluşur. Katot ışın tüpleri için geliştirilen teknikler kullanılır. Bu satırlar tek ve çift satırlar olmak üzere ikiye ayrılır ve bütün resim göz önünde bulundurulduğunda ilk olarak tek ikinci olarak ise çift satırları ekrana basarak tüm resmi oluşturur. Aslında bütün bir resmin yarı çözünürlükte iki resim olarak ardı ardına ekrana basılması şeklinde tanımlayabiliriz. Fakat bu durum ekranda flicker dediğimiz anlık parlamalara sebep olabilir.
Interlaced tarama tüm dünyada yıllardır analog kamera, televizyon ve VHS videolarda kullanılmaktadır. Günümüz HD yayınlarında da sıkça kullanılmaktadır. Örneğin TRT HD ve LIG TV kanalı 1080i çözünürlükte yayın yapmaktadır. Fakat ileride yerini progressive taramaya bırakması beklenmektedir.

Progressive Tarama:
Progressive tarama interlaced taramadaki gibi iki ayrı resim şeklinde değil tam tersi satırlar sırasıyla taranmakta ve bir bütün olarak resim yenilenmektedir. Başka bir deyişle, çekilen görüntülerin tarama interlaced gibi ayrı alanlara bölünmüş değildir. Bundan dolayı da ekranda flicker etkisi oluşturması beklenen bir durum değildir.

Interlaced ve progressive arasındaki farkı hareket halindeki bir resim üzerinde göstermek gerekirse: 
Kamera hareketli bir nesneyi yakaladığı zaman, dondurulmuş görüntünün netliği kullanılan teknolojiye bağlıdır. Progressive tarama kullanılarak çekilen JPEG, ayrıca  interlaced taramanın kulanıldığı 4CIF ve sırasıyla 2CIF karşılaştıralım.


Resimden de anlaşılacağı üzere;
  • Progressive taramada resim çok daha net ve sürücü tespit edilebiliyor
  • Interlaced taramada resimde haraket halinde jadder etkisi gözlenmiş.
  • Frame çiflerenek elde edilen interlaced resimde ise blur etkisi gözlenmektedir.
Tüm bunlar gösteriyorki aynı satır sayısına sahip olan bir videoda progressive tarama tercih edilmelidir. Örneğin; 1080p video 1080i video ya tercih edilmelidir. 1080i HD video yaklaşık olarak 720p HD video ile eşdeğer durumdadır.







Televizyon Alırken Nelere Dikkat Etmekte Fayda Var?

Tercihler konusundaki tüm yorumlarımı LCD teknolojisini referans alarak yapacağım.
  • Parlaklık : Beyaz gerçek beyaza ne kadar yakın, bunu belirtir parlaklık. Birimi candela / metrekare’dir. Yani birim alana düşen ışık miktarı gibi algılanabilir. Maksimum beyaz seviyesinde son LCD paneller yaklaşık 400-450 nit civarında parlaklık seviyesine sahiptir. Bundan dolayı TV alırken bu kısımları da sorgulamakta fayda var.
  • Kontrast oranı: Dikkat edilmesi gereken nokta kontrast oranının mümkün olduğunca yüksek seçilmesi. Beyaz ve siyah seviyelerini belirten bu oranın günümüz teknolojisine göre 50.000:1 ve üzerinde olmasında fayda görüyorum.
  • Tepki Süresi: Siyahtan beyaza ve tersine geçiş süresi olarak tanımlanabilir. 5 ms den düşük olması tercih edilmelidir. Bazıları benim televizyonu al 1 ms tepki süresi var der. Bunlar teorikte olası görünse bile gerçekte bu değeri tutturmak zordur. Henüz o kadar iyi durumda değil tepki süreleri. Tepki süresinin uzun olması ekranda teknik olarak "ghosting effect" dediğimiz hayalet tarzında istenmeyen etkiler kalabilir. Bu da sizi oldukça rahatsız eder. Bahsettiğim etkiyi fotodan anlayabilirsiniz...
  • Televizyon alırken ona farklı açılardan izlenmesinde fayda var. Böylece farklı görüş açılarından da görüntü performansı olarak sizi tatmin etmesi gerekir.
  • Desteklediği çözünürlük önemli bir unsur. En az HD Ready(1366x768p) olmasında fayda var. Aslında Full-HD dediğimiz 1920x1080p çözünürlük ile 720p çözünürlükleri birbirinden ayırmak çok zordur.
  • Görüntü akıcılığı önemli, yani resmin yenileme oranı ne kadar yüksek olursa o kadar iyi olur. Piyasada çoğunlukla 50Hz olsa da yakında zamanda 100Hz ve 200Hz olacaktır.
  • Dolby Digital PLus ve SRS TruSurround HD ses bakımından olumlu özellikler katan gelişmiş özellikler sunan algoritmalardır. Fakat, eğer güzel bir ses sisteminiz varsa S/PDIF veya Optik audio üzerinden alınarak  ses sistemine bağlanmasında fayda var.
  • CCFL VE LED TV FARKI

  • LCD'de CCFL teknolojisi ( florasan lamba ) LED LCD'de ise LED teknolojisi kullanılır.
  • LED'ler enerji tasarrufu sağlıyor.
  • Edge LED'ler daha ince olan LED TV lerdir. Zaten panel ürerimleri giderek daha ince olmaktadır.
  • Başlıca panel(TV değil) üreticileri Samsung, LG, AUO ve CHI-MEI dir.
  • Son olarak ise LED ve CCFL olarak 3D destekli paneller üretilmektedir.

Hangisini tercih etmeli: LCD TV mi CRT TV mi?

LCD televizyonlar büyük bir ivme ile fiyat avantajı / giderek sağlamlaşan tasarımıyla ön plana çıkmakta ve kalitesiyle pazarı ele geçirmektedir. LCD TV'lerin avantaj ve dezavantajlarına bu yönden bakmak tercih yaparken göz önünde bulundurmanız gereken noktalar bakımından sizlere fikir vereceğini umuyorum. 


Avantajlar:
  • Net Görüntü ; CRT TV ler ile kıyaslandığında LCD TV'lerin görüntüleri daha keskindir.
  • Geometrik Görüntü ; LCD TV lerde görüntüler geometrik açıdan mükemmeldir. Resimler ekranın düz olmasının etkisiyle mükemmel gözükürler.
  • Parlaklık ; Panelin arkasında gelen yoğun ışık, resimlerin çok daha parlak görünmesini sağlar.Özellikle ışığın fazla olduğu ortamlarda, dış ortam ışığının TV ışığını bastırması gibi bir durum olmaz. 
  • Ekran Yüzeyi; LCD TV ler, çok daha düz bir ekrana sahiptir. Klasik CRT TV lerde ise teknik olarak bu bir gereklilik olmasının yanısıra, yer alan bombeliğin olmaması sayesinde görüntüler daha iyidir.
  • Tasarım; LCD TV ler kuşkusuz en iyi özelliği, enine daha az yer kaplamasıdır. Ayrıca LCD TV ler tasarım olarak da CRT TV lerden oldukça şık.
  • Dijital yayın; LCD TV lerde dijital ve analog yayın birlikte yapılabilirken, teknik düzey bakımından CRT TV ler sadece analog yayın kabul ederler.
  • Tasarruf ; LCD TV ler CRT TV lere göre daha az enerji tüketirler, daha az ısı yayarlar.
  • Sağlık ; LCD TV ler CRT TV lere göre gözü daha az yorarlar ve standartlar gereği de  radyasyon sevileri düşük tutulmaktadır. Çünkü çalışma prensipleri CRT lerle kıyaslanamaz, oldukça farklıdır.

Dezavantajlar;
  • Analog Girişi; Analog görüntü ana birimine sahip LCD ler digital parazitleşmenin önüne geçebilmesi için iyi bir şekilde ayarlanmalı veya daha teknik bir ifadeyle filtrelenmelidir. 
  • Gri Tonlama ve Kontrans; LCD lerin en büyük problemlerinden birisi de siyah ve beyaz renklerin oluşturulmasında verimli olamayışlarıdır. Bu yüzden CRT TV lere nazaran daha az kontrast oranına sahiptir. CRT de ise bu durum gerçeğe yakın sayılabilir.
  • Ölü Piksel ; LCD lerde fabrika çıkışlı olarak ölü piksel olabileceği hesaplanarak belli tolerans değeri hesaplanır. Çok düşük ihtimal bile olsa olası bir durumdur.
  • Hareket Gölgeleri; LCD TV lerde hareketler belli bir gecikmeye sahiptir. Dolayısıyla hızla değişen görüntüler bazen yanma efekti ve pastelleşme tarzında resim problemlerine yol açmaktadır. Bu da video(mpeg2/4 kodlamalarıyla yakından ilgilidir.)
Her ne kadar yukarıdaki avantajlı özellikleri olsa bile teknik ve mühendislik bakımından CRT teknolojisi daha zor ve daha çok uzmanlık gerektirmektedir. Fakat durum böyle olmasına rağmen gerçek CRT nin yerini LCD nin aldığı ve alacağıdır.